Levica’dan bir heyet, 26 Temmuz 1963’te meydana gelen Üsküp depreminin kurbanlarını anmak ve anıtlarına taze çiçekler bırakmak üzere ziyarette bulundu. Heyet, Merkez Komite üyeleri Andrea Jankov, Katerina Jovanovska ve Darja Mustafaoglu’ndan oluşuyordu.

Levica, depremin 62. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Üsküp’ün dayanışma ile inşa edildiğini ancak bugün yolsuzluk ve açgözlülük tarafından yok edildiğini vurguladı. Açıklamada, depremde hayatını kaybedenlerin anısına saygı gösterilirken, kentin geleceği için ihmal, yolsuzluk ve standartlara uyulmamasının insan hayatına mal olabileceği konusunda uyarıda bulunuldu.

1963 depreminde binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 3 bin kişi yaralanmış ve 200 bin kişi evsiz kalmıştı. Bu trajedi, Üsküp tarihini derinden etkilemiş ve kente “Dayanışma Şehri” unvanını kazandırmıştı. Birleşmiş Milletler’in (BM) kentin yeniden inşası için bir karar aldığı 14 Ekim, Dünya tarihinde Üsküp Günü olarak yerini almıştı.

Ancak Levica, günümüzde Üsküp’ün yolsuzluk, inşaat mafyası ve yasa dışı yapılar tarafından aşındırıldığına dikkat çekti. Planlı ve insani bir şehirleşme yerine, binlerce kaçak yapı, tahrip edilmiş parklar ve temel altyapısı olmayan konut bloklarının ortaya çıktığı belirtildi.

Levica, Üsküp’ün sismik bir bölgede bulunmasına rağmen, yetkililerin bunu sürekli unuttuğunu veya bilinçli olarak görmezden geldiğini savundu. Dayanıklı, sürdürülebilir ve güvenli yapılar inşa etmek yerine, Üsküp’ün kâr hırsı ve riskli gaspın kurbanı haline geldiği ifade edildi.

Açıklamada, bir zamanlar ortak yenilenme ve vizyonun sembolü olan Üsküp’ün, bugün kamu yararının özel çıkarlar için satıldığı bir kaosa dönüştüğü belirtildi. Dayanışma ile inşa edilen şehrin, bugün açgözlülük tarafından yok edildiği vurgulandı.