Üsküp Sinematek’i Mayıs 2025’te vizyonunu, düşünce gücünü ve hafızasını yansıtan zengin bir program sunuyor. Program, özellikle auteur sinemasına, politik tarihe ve felsefi düşünceye odaklanarak hem sanatsal bir kutlama hem de entelektüel bir provokasyon sunmayı amaçlıyor.
Programın öne çıkan bölümleri arasında Emir Kusturica’ya adanmış bir bölüm, Gene Hackman’ı anma gösterimleri, Pier Paolo Pasolini’nin eserlerine odaklanan bir retrospektif ve Doğu Avrupa’daki önemli demokratik hareketlerden biri olan Dayanışma’ya adanmış “Büyük Ekranda Dayanışma” adlı bir seçki yer alıyor. “Büyük Ekranda Dayanışma” bölümü kapsamında, çağdaş Polonya belgesel sinemasının iki önemli ismi olan yönetmen Kuba Mikurda ve görsel sanatçı ve film editörü Laura Pawela da Sinematek’te ağırlanacak.
Emir Kusturica bölümünde, yönetmenin benzersiz vizyonunu yansıtan “Underground” ve “Arizona Dream” filmleri gösterilecek. “Underground”, eski Yugoslavya tarihini absürt bir tiyatro şeklinde anlatan bir destan niteliği taşırken, “Arizona Dream” ise bir Balkan göçmeninin gözünden Amerikan rüyasını büyülü gerçekçilik, ironi ve melankoli ile harmanlayan bir masal olarak sunuluyor.
Gene Hackman’ı anma bölümünde, aktörün unutulmaz performanslar sergilediği Francis Ford Coppola’nın “The Conversation” ve Clint Eastwood’un “Unforgiven” filmleri gösterilecek. “The Conversation” Hackman’ı paranoya ve ahlaki ikilemlerle dolu bir ağa yakalanan içe dönük bir gözetleme uzmanı olarak resmederken, “Unforgiven” onu kahramanlık mitini yeniden sorgulayan şiddet dolu bir şerif olarak sunuyor.
Pasolini retrospektifi, İtalyan yönetmenin şiir ve politika, beden ve ilahi, günah ve kutsallık arasındaki sürekli çatışmayı temsil eden filmografisini izleyiciyle buluşturacak. Pasolini’nin filmleri, kültürel homojenleşmeye ve burjuva ikiyüzlülüğüne karşı verilen amansız mücadeleye tanıklık ediyor.
“Büyük Ekranda Dayanışma” bölümü, Krzysztof Kieślowski, Agnieszka Holland gibi yönetmenlerin eserleri aracılığıyla izleyicilere politik vicdan, direniş ve kolektif hafıza dramlarını deneyimleme fırsatı sunacak. Bu seçki, sadece tarihi bir retrospektif olmanın ötesinde, filmin toplumsal değişimin bir tanığı ve aracı olarak oynadığı role de dikkat çekiyor.