Şar Dağı Milli Parkı, Makedonya ve Balkanlar için hayati öneme sahip bir ekosistemdir. Bölgedeki su kaynaklarının korunması, biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi ve sürdürülebilir turizmin desteklenmesi amaçlarıyla çalışmalar yürütülmektedir.
Yerel halkın katılımı ve işbirliği, Şar Dağı’nın korunmasında kritik bir rol oynamaktadır. Milli parkın yönetimi, halkın geleneksel yaşam biçimlerini desteklerken, yasa dışı faaliyetlerin önüne geçmeyi hedeflemektedir.
Şar Dağı Milli Parkı Doğa Koruma Departmanı Başkanı Anela Stavrevska Panajotova, milli parkın kuruluşunun yerel halk arasında karmaşık tepkilere yol açtığını belirtiyor. Bir yandan, birçok kişi doğanın korunmasını destekliyor, çünkü parkın ekoturizm, yeni iş olanakları, geleneksel hayvancılığa destek ve daha iyi altyapı için fırsatlar getirdiğini düşünüyor. Onlar için milli park, bölgeyi tanıtma ve çevreyi gelecek nesiller için koruma şansı sunuyor. Öte yandan, nüfusun bir kısmı özellikle ormanların, otlakların ve suların kullanımına getirilen kısıtlamalar konusunda endişeler taşıyor; zira bunlar yıllardır hayatta kalmaları ve geleneksel ekonomileri için hizmet etmişti.
Şar Dağı, zengin bitki ve hayvan çeşitliliğiyle Avrupa’nın en önemli biyolojik bölgelerinden biridir. Balkan vaşağı, kaya kartalı, dağ keçisi gibi birçok nadir ve nesli tükenmekte olan türe ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan endemik bitki türlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Pivara Skopje ve Şar Dağı Milli Parkı, ortak projelerle dağın korunmasına katkıda bulunmaktadır. Bu işbirliği kapsamında düzenlenen çevre temizliği etkinliği, bölgedeki atık sorununa dikkat çekerek farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. 7 Mayıs’ta düzenlenen Liseç piknik alanı temizliğine 23 gönüllü katıldı ve Milli Park çalışanları ve “Saubermacher” ortaklarıyla birlikte toplam 1.300 kilogram atık toplandı.
Şar Dağı, Makedonya ve Balkanlar için önemli bir su kaynağıdır. Radika, Vardar, Pena gibi birçok nehrin kaynağı burada bulunmaktadır. Bu sular, içme suyu, tarım, sanayi ve ekosistemlerin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir.