Milletvekili Jovana Mojsoska, Makedonya’da yaşanan büyük trajedi sonrası ahlaki sorumluluk alınmamasına sert tepki gösterdi. VMRO-DPMNE’li meslektaşlarının ahlaki sorumluluğun ne anlama geldiğini anlamadığını belirten Mojsoska, benzer bir olay sonrası Sırbistan’da tüm hükümetin istifa ettiğini hatırlattı.
Mojsoska, İçişleri Bakanı Toshkovski’nin görevden alınması için yapılan görüşmede, Koçani’deki “ölüm çukuru” olarak nitelendirdiği mekanın bir yıl boyunca faaliyet göstermesine izin veren yöneticilerin atanmasından dolayı Bakan’ın ahlaki sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Mojsoska, hükümetin pahalı PR çalışmalarıyla şüpheli konumundaki yetkililerin yalnızca kamuoyu baskısıyla soruşturulduğunu iddia etti. Başbakan Mickoski’nin başlangıçta Belediye Başkanı Papazov’un sorumlu olmamasına rağmen ahlaki nedenlerle istifa ettiğini söylediğini, ancak Papazov’un ancak kamuoyu tepkisinden sonra tutuklandığını belirtti. Aynı durumun, felaketten bir ay sonra tutuklanan Koruma ve Kurtarma Müdürlüğü’nün mevcut yöneticileri için de geçerli olduğunu ifade etti.
Mojsoska, Devlet Piyasa Müfettişliği Başkanı Vlatko Stojkoski’nin görevden alınmamasına da dikkat çekti. Stojkoski’nin diskotek ruhsatlarındaki sistemin çöküşüyle ilgili tek bir basın toplantısına katılmadığını söyledi. Ülke genelinde 80 diskotekten sadece 20’sinin ruhsatlı olmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Mojsoska, sadece Üsküp’te 28 piyasa müfettişi ve 13 diskotek bulunmasına rağmen bu durumun yaşandığına işaret etti.
Mojsoska, soruşturmanın İçişleri Bakanlığı’nın şemsiyesi altında son bulduğunu ve suçun işlendiği dönemde görevde olan işbirlikçilerin parti itaatinden dolayı serbest bırakıldığını iddia etti. Konuşmasında, olay gecesi yaşananlara ve sonrasında yaşananlara odaklandı.
Mojsoska’nın en önemli sorularından biri, “ölüm diskoteğindeki” operasyonel eylemin neden gece yarısından sonra 02:30’da başladığıydı. O gece, Kamu Güvenliği Bürosu’ndan çeşitli diskoteklerde operasyonel eylemler yapılması yönünde talimat verildiğini, ancak Koçani’de polisin Pulse diskoteğine gitmek yerine önce Orizari’deki başka bir kafeye gittiğini iddia etti. Ayrıca, polisin diskoteğin önünde bir saat boyunca oyalanarak uyuşturucu dağıtımına müdahale edilmesine izin verilmediğini öne sürdü. Bu iddiaların, çocuklarını toprağa veren annelere ait olduğunu vurguladı.
Mojsoska, hükümetin protestoları şiddetle bastırma çabalarına da değindi. İçişleri Bakanlığı’nın, sahibi Deko’nun kafesini tahrip eden gençlere karşı suç duyurusunda bulunduğunu, protestolarda drone kullanımının yasaklandığını ve gazetecilerin sorguya çağrıldığını belirtti. Parti yöneticilerinin çocukların taziyelerini ifade etmek için kullandıkları çekiçleri yırttığını, diğer parti yöneticilerinin ise çocukları protestolara katılmaları halinde disiplin cezasıyla tehdit ettiğini iddia etti.
Mojsoska, konuşmasının sonunda, “polis memurlarının” çocuklarını toprağa veren anneleri tehdit etme cüretini gösterdiğini söyledi. Son protestoda bir annenin, polisten sorumlu tutulacaklarına dair tehditler aldıklarını söylediğini aktardı. Mojsoska, Bakan Toshkovski’ye, seçtiği personelin bir yıl boyunca suç yuvasında disiplini sağlamak yerine annelerin gözyaşları üzerinde polis disiplini mi eğittiğini sordu.
Mojsoska, VMRO-DPMNE’li bir belediye meclis üyesinin ahlaki sorumluluk göstererek kendisini destekleyenlerden özür dilediğini hatırlattı. Bu meclis üyesinin, Bakan Toshkovski’den daha az siyasi güce ve sorumluluğa sahip olduğunu, ancak kişisel sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini vurguladı.