Kamu Güvenlik Bürosu (KGB) Direktörü Aleksandar Janev’in atanmasıyla ilgili yeni bir skandal iddia ortaya atıldı. SDSM sözcüsü Bogdanka Kuzeska, Janev’in pozisyon için gerekli şartları taşıyıp taşımadığını sorguladı.

Kuzeska, basında çıkan haberlere göre, Janev’in Üsküp Üniversitesi’nden aldığı master derecesi diplomasının yasallığı konusunda ciddi şüpheler bulunduğunu ve bu nedenle Devlet Yolsuzluğu Önleme Komisyonu’na anonim bir şikayette bulunulduğunu belirtti.

Söz konusu master diplomasının, KGB Direktörü olarak atanmak için temel yasal gerekliliklerden biri olduğuna dikkat çekildi. İçişleri Bakanlığı’nın web sitesinde yayınlanan resmi biyografisinde, “Master” unvanını alma tarihinin belirtilmediği vurgulandı. Ayrıca, Üsküp Üniversitesi’nin web sitesinde master tezinin halka açık bir şekilde savunulduğuna dair herhangi bir kayıt bulunamadığı ifade edildi. Üniversitenin veya Milli Eğitim Bakanlığı’nın elektronik sistemlerinde intihal kontrolüne dair bir kayda da rastlanmadığı belirtildi.

Kuzeska, Bilimsel Araştırma Faaliyetleri Kanunu’na göre, her master tezinin savunmadan en az 30 gün önce intihal kontrol sistemine girilmesi gerektiğini hatırlattı ve Janev’in 28 Haziran 2024’te atandığını belirterek, sistemin o dönemde çalışıp çalışmadığı sorusunu yöneltti.

Kuzeska, bu şüphelerin ve durumun cevaplanması gereken ciddi soruları gündeme getirdiğini söyledi. VMRO-DPMNE hükümetinin, KGB’nin başına yasal şartları taşımayan birini mi seçtiği, parti çıkarları için belge sahteciliğinin mi yapıldığı ve İçişleri Bakanlığı’nın bu kamuoyunda yayınlanan şüphelere neden sessiz kaldığı sorularını sordu.

SDSM olarak bu sorulara cevap beklediklerini ve Başsavcılık tarafından derhal soruşturma başlatılmasını talep ettiklerini vurguladı. Kuzeska, NSA direktörünün sertifikasıyla ilgili bir çözüm beklenirken, ülkenin en yüksek güvenlik kurumları ve pozisyonlarında, Milli Güvenlik Ajansı ve Kamu Güvenlik Bürosu’nda ikinci bir skandalın ortaya çıktığını söyledi.

Kuzeska, vatandaşların güvenliğinin, yasal kriterleri bile karşılamayan partizan kişilerin eline bırakıldığını vurguladı ve bunun ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu belirtti. SDSM’nin her skandalı, her sahteciliği ve kurumlara yasa dışı bir şekilde yerleşme girişimini yüksek sesle ifşa etmeye devam edeceğini söyledi. Güvenlik servislerinin işleyişinin, VMRO-DPMNE’nin yeniden kurduğu parti devletinin kurbanı olmaması gerektiğini vurguladı.