DUI, Başbakan Mickoski’nin Tetova Belediye Başkanı’na yönelik kamuoyu önündeki davranışının, hükümette giderek belirginleşen tek etnikli hakimiyetin mantıksal bir sonucu olduğunu açıkladı. Ahmeti’nin partisine göre, Mickoski’nin Arnavutlara karşı bu şekilde davranışı ilk değil.
DUI, bu davranışın Başbakanın kişisel tercihlerinin bir ifadesi olduğunu ve kasıtlı bir küçümseme içerdiğini belirtiyor. Partiye göre bu durum, Mickoski’nin kimin karar verdiğini ve kimin sessiz kalacağını gösterme biçimi.
DUI, Başbakanın belediye başkanını “terbiye etme” yetkisi olmadığını vurguluyor. Partiye göre, Arnavut politikacıların kendilerini her fırsatta aşağılayan bir adamın hakaretlerine sessiz kalması ve tolerans göstermesi yıkıcı bir durum. DUI, bu tür sistemik adaletsizliklerin sürekli yaşandığını ve tek etnikli hakimiyetin sağlanmasında kilit bir politika olduğunu savunuyor.
DUI, Anayasa Mahkemesi’nin seçim vaatleri doğrultusunda hareket ettiğini ve Dengeleyici’yi kaldırdığını iddia ediyor. Ardından, çoğunlukçuluktan korunma mekanizmaları olmadan, tüm kurumlarda tek bir Arnavut bile işe almadan bir dizi işe alım ve terfi yapıldığını ve bunun idarede tek etnikli hakimiyeti yavaşça normalleştirdiğini öne sürüyor.
DUI, Arnavutların bunu hak etmediğini ve Zelino’da sadece bir adamın değil, aynı zamanda Çerçeve Anlaşması’ndan kaynaklanan vatandaşlar için önemli bir kazanım olan anayasal ademi merkeziyetçiliğin de ayaklar altına alındığını vurguluyor.