Demokratik Birlik Bütünleşme (DUI), Hristijan Mickoski liderliğindeki hükümetin, ülkenin uzun vadeli istikrarının temel taşı olan etnik gruplar arası demokrasiyi sürdürmekte tamamen başarısız olduğunu açıkladı. DUI, bir Arnavut ortağın daha ayrılmasıyla, bu siyasi çoğunluğun Arnavutlar arasında meşruiyetini tamamen kaybettiğini ve tek etnikli bir hükümete dönüştüğünü savunuyor.

DUI, başından beri bu parlamento çoğunluğunun oluşturulmasına karşı uyarılarda bulunduğunu, zira bu çoğunluğun “bir halkı disipline etme” ve “Arnavutlara yerlerini gösterme” gibi korkunç bir hırsla yaratıldığını belirtiyor.

DUI, başbakanın kendi başarısızlıklarını kabul etmek yerine, tek etnikli hükümetin devamlılığını sağlamak için daha da sert ve saldırgan bir siyasi cadı avı ilan etmesinin endişe verici olduğunu vurguluyor. DUI’ye göre, halk erken seçim talep ederken, hükümet yetkilileri şantaj, yer değiştirmeler ve rüşvet yoluyla kibirli bir saldırganlık sergiliyor.

Hükümet yetkililerinin, başbakanı eleştirenlerin “adalete teslim edileceği” yönünde tehditler savurduğu, perde arkasında ise Arnavut, Türk ve diğer azınlık topluluklarının milletvekillerine, yetkililerine ve yöneticilerine hükümete çok etnikli bir destek görüntüsü vermek için ahlaksızca şantaj yapıldığı iddia ediliyor.

DUI, bu umutsuz girişimlerin başarısız olacağını, ancak etnik gruplar arası ilişkilerde derin sonuçlar bırakacağını öne sürüyor. DUI’ye göre, hükümetin Arnavutların taleplerini reddettiği her gün, Arnavutların devlet işlerinden uzaklaşmasına neden oluyor.

DUI, mevcut parlamento çoğunluğunun ülkenin temel stratejik çıkarlarını kaçırdığını ve bu nedenle dağıldığını savunuyor. Erken parlamento seçimlerinde siyasi temsilcilerin meşruiyetinin yeniden değerlendirilmesinin zamanının geldiği belirtiliyor.